Aragon ve Nancy
Notos’ın Aralık2011 sayısında Nedim Gürsel’in Aragon’un Nancy ile olan ilişkisi üzerine yazdığı yazıyı okuyorum. Yazının sonuna doğru, Aragon’un Nancy’yi betimlediği bir metni alıntılamış Gürsel. Şöyle: “Kendini hiçbir hazdan yoksun bırakmaz. Başkalarını da sevmez. Başkalarını hiçbir zaman sevmemiştir. Çocukluğundan bu yana başkalarının ona düşman olduğuna inanmıştır. Onları durdukları yerde unutur bazen… Ağır ve hırçındır. Tepeden bakar. Annesi işine karıştığında bakışları sertleşir. Erkekleri düşünür hep. Tüm zevkleri düşündüğü gibi. Erkeklerin sertliğine ve güzelliğine karşı duyarlıdır. Kolay değildir. Gövdesini de örseletmez kolayca, ama iffetinden değil. Herkesle yattığı söyleniyor. Doğru değil bu. Uzun süre arzusunun iz bıraktığı erkeği özler. Öyle ansızın vermez kendini, fanteziden hoşlanmaz. Arzuladığı adamı suyun bataklığa sızması gibi yavaşça ele geçirir.” “Arzuladığı adamı suyun bataklığa sızması gibi yavaşça ele geçirir.” Ne betimleme ama!