Salgın Günleri

Nicedir başka bir hayat yaşıyoruz. Ne demek başka bir hayat? Akla hayale gelmez, yeni bir düzen, yeni bir yaşama biçimi - elbette yaşama biçimi değil, belki bir gündelik biçimi denebilir mi? - birden hayatlarımızı ele aldı. Olmaz denen şey bir anda gelip orta yere yerleşti. Yılın başından beri haberler geliyor, Çin'de başlayan salgınla ilgili değerlendirmeler, öngörülerde bulunuluyordu fakat kabul edelim salgının gelip de dünyaya bu denli yayılacağını, yaşadığımız semte, mahalleye dek gireceğini beklemiyorduk, buna inanmıyorduk. (Zaten bu tuhaf dönemin öğrettiği yegâne şeylerden biri, "o kadar da olmaz" dediğimiz şeylerin gayet kolaylıkla ve bir çırpıda gerçekleşebildiğini anlamamız oldu.) Hatta mart ayı başladığında bile, şu ülkede çıkmış, bu ülkede çıkmış diyor, içten içe Türkiye'ye gelmeyeceğine, bize uğramayacağına dair bir umut, belki biraz da beklenti, taşıyorduk. Derken geldi. İlk vakadan sonra, günler içerisinde her şey hızla değişti. Okullar kapandı, lokantal...