Doğum Lekesi Gibi Bir Gülümseme
Barış Bıçakçı'dan beş yıl aradan sonra yeni kitap geldi. Bu seferki bir öykü kitabı. Sinek Isırıklarının Müellifi ve Seyrek Yağmur'dan sonra Barış Bıçakçı'nın önceki sesine dönüşü olarak yorumladım ben - iyi veya kötü anlamda söylemiyorum bunu. Doğum Lekesi Gibi Bir Gülümseme'yi okurken 'iyi edebiyatın lezzeti' diyebileceğim şeyi hissettim, tattım. Buradaki lezzetten kastım salt dil lezzeti değil. Öyküleri okurken, biçemin, üslubun yanı sıra, okuma edimi boyunca zihinde cereyan eden sürecin, insana, yaşamaya yönelik keşifler yapmanın, yazarın zaman zaman kurduğu oyunu fark edip onun oyununa katılmanın, bazen karşına çıkan bilmeceleri çözmenin ve bunları yaparken de sonunda kendine yönelik veya yaşamın bir yanına yönelik yeni bir bilgi, bir deneyim, bulup çıkarılmış bir his ile geri dönmenin damakta bıraktığı tat. İşte buna 'iyi edebiyatın lezzeti' diyorum ben.
Bıçakçı bu defa daha bir oyunbaz. İlk kitaplarında da benzer bir zeka ve tespit gücü vardı ama onlar daha hüzünlü, daha lirik anlatılardı bana kalırsa. Şimdi Kunderavari bir oyunbazlık, hüzne, ah vaha hiç yüz eğmeyen, eğmediği için de çarpıcılığı büsbütün
artan bir anlatı var.
Bıçakçı'ya teşekkür edebiliriz...
Yorumlar
Yorum Gönder