Kayıtlar

Kasım, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İşe Yarar Bir Şey

Resim
Sonda söyleneceği en baştan söylemeliyim: İşe Yarar Bir Şey izlediğim en iyi filmlerdendi. Nasıl anlatsam bilemiyorum. Film boyunca, “Eh be, bu kadar mı olur bir film? Bu kadar da güzel olur mu?” deyip durdum kendi kendime. Belki herkese aynı güçte etki etmeyecektir, öyle iddialı, bağıran çağıran bir film de değil zaten ama benim için harikuladeydi. Avukat ve şair Leyla, yirmi beş yıl sonra ilk kez lise yemeğine katılmak için uzun bir tren yolculuğuna çıkar. Trende hemşirelik son sınıf öğrencisi Canan ile tanışır. Canan’ı son durakta, ağır bir görev beklemektedir. Ve Leyla yolculuk boyunca Canan’ın anlattıklarına kendini kaptırarak bu ağır görevde ona yoldaş olmaya karar verir. Bu ağır görev nedir peki? Vücudunun boyundan aşağısı felçli Yavuz ölmeyi istemektedir. Onu bu isteğine ulaştıracak kişi de içinde bitmez git-gellerle yola çıkan Canan’dır. Filmin iki ana bölümden oluştuğunu söylersek pek de yanılmış olmayız sanıyorum. İlki akşamdan ertesi sabaha kadar Mavi Tren’in içinde g...

Sancı.. Sancı...

Resim
Necati Tosuner’in kitaplarından söz eden yazıları ve ilanları ta lise yıllarımdan bu yana Cumhuriyet Kitap ’ta görürdüm, hep merak ettim, okumayı hep erteledim. Bugüneymiş...             Sancı.. Sancı... Almanya’daki gurbetçi Türklerden kesitler sunan, kesit kesit ilerleyen bir roman. Hikâyelerini anlattığı karakterleri, kısa bölümler halinde işleyerek, kitabın sonuna kadar her birinin düğümünü çözüyor.             Bu kitabı başından beri hiçbir anda konusunu ya da hikâyesini diyeyim, merak ederek okumadım. Hikâye değil bana göre bu kitabın derdi. “Hikâye her yerde, herkes anlatıyor,” diyor sanki Tosuner ve “Nasıl anlatacaksın, mesele orada,” diye sürdürüyor.             Baştan söyleyelim: Sancı.. Sancı... ’daki gibi bir dil daha önce hiç karşıma çıkmamıştı. Bütünüyle özgün, farklı, kendi atmosferini çarçabuk kurab...